Müşterek Bahis Kelimesinin TDK ..
Müşterek bahis gelirlerinin artması, yarış ve yetiştiriciliğin büyümesini sağlamaktadır. YIE’nin birçok ilimizde düzenlediği yarış ve sergilerin giderlerini, bahis gelirleri ile sağlamanın olanaksızlığı 1934 yılı bütçesinde açıkça görülmüştür. Zîra 14 ilde gerçekleştirilen yarışlarda, müşterek bahis gelirlerinin toplamı 11.561 lira 61 kuruş olurken koşularda dağıtılan ikrâmiyelerin toplamı 88.310 lirayı bulmuştur. Bu da bize yarış ikrâmiyelerinin, yâni giderlerin müşterek bahis gelirlerinden oldukça fazla olduğunu göstermektedir. 1934 yılının açığı da, önceki yıllarda olduğu gibi, Ziraat Bankası, İş Bankası ve Başbakanlık örtülü ödeneğinden alınan yardımlarla kapatılmıştır.
Müşterek Bahis kelimesinin TDK sözlük anlamı nedir
Geçmiş yıllarda müşterek bahis satışlarındaki başarısızlığımız; yarış sever sayısının azlığı, yarış otoritesine/müessesesine güvensizlik, iller arası bahis oynama olanağının bulunmayışı,her ildeki bahis türlerinin farklılık göstermesi gibi etkenlerden kaynaklanıyordu. Örneğin 1939 yılında Fikret Yüzatlı, Sipâhi Ocağı’nın sâhibi olduğu Veliefendi yarış yerini kirâlayarak işletme hakkını aldı. Altı hafta süren ve pazar günleri yapılan İstanbul yarış sezonunda müşterek bahislere katılım günde ortalama 60-70 bin lirayı buluyordu. Günde beş koşu koşuluyor ve ganyan, plase, ikili, çifte, üçlü ganyan oynanabiliyordu. Diğer illerde ise satışlar İstanbul’a oranla çok daha azdı ve sâdece ganyan, plase oynanabiliyordu.
Nimet Üyken’in söz ettiği 1939 yılı ile, 1358 lira 45 kuruş müşterek bahis geliri sağlanan 1934 yılı İstanbul yarış programı arasında önemli bir fark yoktu. 1934 yılı İstanbul sezonunda da, yaz ayları 6 pazar günü ve günde 5 koşu yapılıyordu. Yüzatlı’nın başarısında; oyun çeşitliliği, otoriteye olan güven, yarış yerinde verilen hizmet gibi etkenler ön plana çıkıyordu. İstanbul yarışlarını 1943-47 yılları arasında Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sâhipleri Derneği adına yine Fikret Yüzatlı düzenledi.
Müşterek Bahis kelimesi nasıl yazılır
İstanbul’un işgal günlerinde (1922) yabancıların kurduğu Makrikuey Racing Syndicate’in (MRS) düzenlediği koşular, Batı yarışçılığına en yakın örneklerdi. MRS gerekli kaynağı müşterek bahis, kapı girişi ve idman pisti gelirleriyle sağlıyordu. Ayrıca yurt dışından getirttiği saf kan İngiliz atlarını da buradaki atçılara satıyordu. 1926 yılında kurulan Yarış ve Islâh Encümeni (YIE) etkisiyle yarışçılığımız gün geçtikçe Batı çizgisinde ilerliyor; ama başarı devlet desteği ile sağlanıyordu. Batı’da hızla gelişen müşterek bahis, ya rış ve yetiştiriciliğin bütün giderlerini karşılamaktan öte “artı değerler” bile yaratabiliyordu. MRS de başarısını İstanbul’daki işgal kuvveti askerlerinin ve ülkemize sığınan Beyaz Rusların bahislere katılımıyla sağlıyordu. İşgâlin kalkması ve MRS’nin Türkiye’den ayrılmasıyla, koşulardaki izleyici sayısı ve buna bağlı olarak müşterek bahis gelirleri büyük oranda düştü.
İstanbul’da yakalanan başarı sâyesinde cemiyetin yarışçılığımızdaki etkinliği 1945 yılından îtibâren daha da arttı. Bunun sonucu, İstanbul’daki yıllık yarış haftası sayısı önce 6’dan 8’e, 1947 yılında da 10’a çıkarıldı. Artan koşu ve izleyici sayıları bâzı önlemlerin alınmasını da gerektirdi. Öncelikle pistin iyileştirilmesi gündeme gelince cemiyetin olanaklarıyla, kum pist elden geçirildi ve hipodrom yapılana kadar bu pist kullanıldı. İzleyici sayısındaki artışa çözüm olarak önce ek tribünler, 50’li yılların başında da portatif tribünler konuldu. Yarışçılığın ana gelir kaynağı olan müşterek bahislere katılım, İstanbul yarışları dışında hayli düşüktü. Müşterek bahsin yöresel olması da katılımı güçleştiriyor, hatta birçok il için olanaksızlaştırıyordu. Örneğin İzmir ile bağlantı zorluğu nedeniyle, bu ilimizdeki yarışlara İstanbul ve Ankara’dan müşterek bahis katılımı çok sonraki yıllarda gerçekleşti. Yarışların düzenlendiği il dışında müşterek bahis oynatmak isteyenlere kolaylıkla izin veriliyordu; ama uygulamadaki bâzı yanlışlar güven sarsıcıydı. Bu yüzden birçok yarış sever hipodromdan uzaklaştı. Kentler arası müşterek bahse katılma imkânı ilk kez 1941 yılında, Osman Münir Kutnak’ın yayımladığı Stad dergisi aracılığıyla gerçekleşti.
At Yarışları Müşterek Bahisler Yönetmeliği
Her geçen gün artan ilgi, müşterek bahislere katılımı canlandırıp gelirleri yükseltiyordu; ama aynı zamanda yarış disiplinin önemi ve otoriteye güven gibi konular hâlâ tartışılıyordu. Yarış ve Islâh Encümeni döneminde bu sorunun çözümünü genel sekreter Atıf Esenbel üstlendi. Kuralı Atıf Bey koyar, kimse buna karşı çıkamazdı. Yarış ve yetiştiriciliğimiz sonraki yıllarda, otorite boşluğunun sıkıntı ve zararlarını fazlasıyla çekmiştir. Her ilde farklı müşterek bahis uygulamaları da ayrı bir sorun yaratıyordu. Örneğin 1942 yılında, YIE üyesi de olan Ankara vâlisi Nevzat Tandoğan, Ankara yarışlarında ikili bahsi yasaklamış ve her koşu günü için bir çifte bahis oyununa izin vermişti. Ankara’da ikili bahsin yeniden oynanmasına 1944 yılında başlandı.
Ganyan, plase:Bütün illerde uygulanan ve yarış severlerin en çok ilgi duydukları oyunlardı. 1949 yılındaki Veliefendi yangını sonrası yarışların yeniden başlaması için, İstanbul’da ikili bahsin kaldırılması, çifte bahsin bire indirilmesi, bahsin hangi koşularda oynanacağının yarışların başlama saatinden yarım saat önce kura ile belirlenmesi gibi önlemler alındı. Müşterek bahiste teknik donanım ve uzman eksikliği nedeniyle verilen hatâlı startlar, koşu sonuçlarının tartışılır olması gibi konular da gündemden hiç düşmüyordu. Bunların önüne geçmek amacıyla 1955 yılından îtibâren fotofiniş ve 1962’de starting-boxlar kullanılmaya başlandı.
MÜŞTEREK BAHİS ORGANİZASYONLARI VE VERGİLEME
Müşterek bahislerde patlama olarak tanımlayabileceğimiz artışlar sırasıyla 1968 yılında başlayıp 1981 yılından îtibâren her yarış gününe konulan 6’lı ganyan, 1990 yılında kullanılmaya başlanan kompüterize müşterek bahis makineleri, 1993 yılında TRT 3’te başlayan televizyon yayınları, her geçen gün yaygınlaşan bâyi ağı gibi etkenler sâyesinde oldu.
İzleyici sayısının azlığı yüzünden 2017 yılı müşterek bahis satışlarının %1.22’si hipodromlarda gerçekleşmiştir ki bu arzulanan bir oran değildir. 1969 yılında bile İstanbul yarışlarında bu oran %87’nin üzerindeydi. Gelişen teknolojiyle birlikte yarış severlere sağlanan büyük kolaylıklar bahislere katılımı arttırmaktadır; ancak buna rağmen hipodromlardaki izleyici sayılarında hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Müşterek bahis sistemimizin en büyük handikaplarından biri kesintilerin yüksekliğidir.
2, Genel, müşterek bahis · parimutuel i
Müşterek bahislere ilişkin bir başka örnek, Mustafa Kemal’in 1920 yılı sonbaharında, Ankara’da düzenlettiği koşulardır. Ekim ayındaki koşuların hazırlıklarıyla da Mustafa Kemal Paşa ilgilenmiştir. Yarış programının kapağında, “Büyük Millet Meclisi reîsi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin riyâset-i fahimânelerinde (başkanlığına yakışacak şekilde) Ankara 336 senesi sonbahar at koşuları programıdır.” yazmaktaydı. Hakem heyeti Miralay Refet (Bele) ve BMM âzâsı Hüsrev (Gerede) beylerden oluşurken, bahs-i müşterek heyetinde de Levâzım reîsi Rıza Bey ve Binbaşı Haydar Bey yer alıyordu.
[PDF] MÜŞTEREK BAHİS OYUNU (SPOR TOTO) OYUN PLANI BİRİNCİ
Yarış ve yetiştiricilik sektörümüz, soy kütüğüne kayıtlı 42 bin at ile 84 bin kişinin doğrudan, 300 bin kişinin de dolaylı yoldan geçim kaynağıdır. Ekonomiye katkısı yılda 2.3 milyar TL olurken, buradan 1.2 milyar TL kamu bütçesine aktarılmaktadır. Uluslararası bağımsız denetleme kuruluşu Deloitte’un yaptığı araştırmaya göre, 1 at, 3 kişiye iş olanağı yaratıp 11 kişinin geçim kaynağı olmaktadır. Sektörün kendi imkânlarıya böylesine büyük katma değer yaratmasında müşterek bahislerin payı yadsınamaz.
(6) Müşterek bahis oyununa katılım 18 yaşından büyük herkese açıktır
Bir at sevdâlısı olan ve at yarışlarına büyük ilgi duyan şâir Necip Fazıl Kısakürek müşterek bahisler ile at yarışlarının vazgeçilmez bağını, at yarışlarından doğacak kötülüklerin insan nefsinden kaynaklandığını şöyle anlatıyor:
At Yarışları ve Müşterek Bahis
“Bu iş, mücerret prensip olarak, atın melek mânasına insanların musallat ettiği şeytandır; ve tıpkı insandan ‘nefs’in ayrılmasına imkân bulunmadığı gibi, onu, hipodromların üstüne kanad germekten alıkoymak kabil değildir. Atı, insan koşturacak ve insan seyredecek oldukça, her yerde ve her işte göründüğü gibi, mutlaka nefsaniyet tecelli edecek; o da biricik ifade ve tercümesini parayla iddialaşmak şeklinde gösterecektir. Birkaç asırdan beri münakaşa mevzuu olan bu mesele üzerinde bütün cihan, müşterek bahis kalkacak olursa yarış yerine tek ferdin gelmeyeceği; dolayısıiyle bu işi besleyici iktisadî pazarın yıkılacağı ve ikramiye kaynağının kuruyacağı teşhisinde müttefiktir. Yarış olmayınca ıstıfa (ed. soyun iyileştirilmesi, seleksiyon), ıstıfa olmayınca at olmaz.